Naci Görür olası Marmara depremiyle ilgili şunları söyledi: “Ülkenin mevcut enflasyonunu rahmetle anıyoruz”
Kocaeli Sanayi Odası (KSO) tarafından Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi'nde düzenlenen '5'inci Kongre'. Proses güvenliği konulu sempozyum ve sergiye Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür konuk konuşmacı olarak katıldı.
'GEMİYİ KURTARAN KAPTAN KENDİNİ KURTARAN KAPTAN GİBİDİR'
Marmara Bölgesi ile ilgili konuşan Prof. Dr. Görür, şunları söyledi: “Bu bölge, Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 60'ını koruyor ve üretiyor. Bu bölge olmazsa Türkiye ayakta kalamaz. Kendini besleyemiyor. Anadolu'nun İstanbul'u beslediğine, Türkiye'nin tamamına destek verdiğine şüphe yok. Marmara bölgesi ayakta kalmalı. Sürekli üretimde olması gerekiyor. Öyle ise Türkiye'de ekonomi, Türkiye'de “Bağımsızlık”, özellikle de “Siyasi Bağımsızlık” ve diğer adıyla “İdari Bağımsızlık”, Marmara Bölgesi'nin performansıyla büyük oranda orantılıdır. Marmara bölgesi çökerse tüm Türkiye çöker. Türkiye yıkılırsa önümüzdeki yüzyılda ülkemizin siyasi ve idari bağımsızlığı büyük tehlike altında olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözleriyle anlatayım kendimi, diyorlar; “Dünya Bankası 5 milyar dolar kredi istiyor.” Kendi kendine de şöyle diyor: “Bu krediyi ver, bugün borçlu olana yarın talimat gelecektir.” Yani geleceğimiz talimat almakla tanımlanabilir. Bu ne zaman olacak? Milletimizin örf ve adetleri vardır. Başına hiçbir şey gelmiyor ve başına hiçbir şey gelmediğinde de çoğunlukla bunun kime olduğu umurunda değil. Şu ana kadar edindiğim izlenim bu. Mahallemde, köyümde, kasabamda, şehrimde deprem olsa umurumda bile değil; Van'da bir insan istediği kadar deprem yaşayabilir, Malatyalı bir insan böyle olabilir, burada da öyle olabilir. Yani günlük hayatla ilgileniyor mu bilmiyorum ama kader topluluğu olmaktan, yurttaşlık idealinden, millet olmaktan azami hassasiyetle ve gerekli ahlaktan bahsetmiyor. Yani çözümler bireysel olmanın ötesine geçmiyor açıkçası. “Gemiyi kurtaran kaptan, kendini kurtaran kaptan gibidir” dedi.
“ÜLKENİN MEVCUT ENFLASYONUNU İYİ DUALARLA ANIYORUZ”
Görür, Marmara Bölgesi'nde yaşanabilecek olası bir depremin ekonomiye etkilerine ilişkin ise şunları söyledi: “Beklediğimiz deprem, Marmara Bölgesi'nde gerçekleşirse, 11 Güneydoğu ilindeki depremden daha etkili ve yıkıcı olacaktır. Ülkenin mevcut enflasyonunu dualarla yad edelim. Ülkedeki enflasyonu düşünemiyorum bile. Ülkede üretim, sanayi, ihracat ve ithalat durma noktasına gelirken, artık sağa sola koşuşturan emeklilerin artık koşacak vakti kalmayacak. “Maaşınız artık kuşa dönüşecek” deniyor ama kuş bile koca bir et parçası olarak kalıyor” dedi.
“TOPLUMUN BU KADAR BÜYÜK BİR SORUNA KARŞI HASSASİYETİ YOK”
Prof., “Marmara'da deprem olursa, Marmara bölgesi nasıl etkilenir?” sorusunu da sordu. Dr. Görür, “Konu sadece İstanbul değil. Marmara Bölgesi'nde büyük miktarda yıkım yaşanacak çünkü bina yoğunluğu, insan yoğunluğu, depreme karşı kırılganlık ve hazırlıksızlık son derece yüksek. Mesela %60 diyorum; Bir örgütün başkanı bana “efendim, çok iyimsersiniz” dedi. Bunu çok daha yüksek, %70 civarında görüyor. İstanbul'un yapı stoğu iyi değil. İyi mühendislik hizmeti almamış, iyi malzeme kullanılmamış, iyi planlama ve programlama yapılmamış, tasarımları yanlış yapılmış ve deniz kumu ile yapılmış. Beton ve demir işe yaramaz, bırakın onları, artık parçalanıyorlar. Yüzde 60 gibi bir rakamı düşünürsek, İstanbul'da en az 1 milyon 150 bin binanın bulunduğunu varsayarsak böyle bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Toplumun bu kadar büyük bir soruna karşı duyarlılığı, ilgisi ve eylemi bizde yok; “Sanki hiçbir sorun yok ama insanlar 'Bana bir şey olmayacak' diyor. Allah bana yardım etsin, bu çok iyi” dedi.
%47 ŞAKA DEĞİLDİR. YÜZDE 50 İLE PARA BÜKÜMÜNÜ SİZ YAPARSINIZ.'
Marmara'da mutlaka deprem olacağını belirten Görür, şöyle konuştu: “Önce 1912'de Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolundaki Şarköy'de deprem oldu, 1999'da da Kocaeli'de deprem oldu. Marmara Denizi'dir. Sismik bir çatlak oluştu. Bu sismik boşluk mutlaka matematiksel olarak doldurulacaktır. Yani burayı mutlaka bir deprem vuracak. Son deprem 1766 yılında bu fay üzerinde meydana gelmiştir. Yaklaşık 250 yılda bir deprem meydana gelir. 250'ye 1766'yı da eklersek bugünlere ulaşıyoruz ve aslında bilimsel araştırmalar, 30 yıl içinde Marmara Bölgesi'nde deprem olma ihtimalinin %47 olduğunu öngörüyor. %47 şaka değil. % 50 ile yazı tura atarsınız. Yani böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız dedi.
'NE VAR, DEVLET İLE BELEDİYE ARASINDA KAVGA VAR'
Görür, İstanbul'un 25 yıldır depreme hazırlıklı olması gerektiğini belirterek, “Bu tehlikenin boyutunu görenlerin sadece araştırma ve çalışma yapmasını değil, bizi yönetenlerin de bilinçli olmasını, önlem almasını ve hazırlıklı olmasını istiyoruz. İstanbul depreme 25 yıldır “İstanbul depreme hazırlanmalı” diye bağırıyoruz. Yani 1999 depreminden sonra konuşmaya başladık ama üzerinden 25 yıl geçti hala bir şey yok. Hükümeti, yerel yönetimi ve halkı el ele, kol kola, omuz omuza, inanç birliği içinde gece gündüz çalışmaz ise depreme hazırlık yapılamaz, sonuçları olur. çok kötü. Bunu görseniz bile başka hangi konuları konuşuyoruz, yani bakalım siyasetçiler ne konuşuyor, ölüm kalım meselesi mi, yoksa “hayatta kalma” meselesi mi” dedi.
(DHA)